28 Nisan 2024, Pazar
F.ALPER GÜLTEPE

F.ALPER GÜLTEPE

“SUBURRA”

09 Aralık 2023, Cumartesi 20:22

Takip Edin

***

-Politik kavgalar, siyasi mafyalaşma...

-Kısaca kim kimi düdüklüyor?

-Kim kime bindiriyor belli değil!

-Arkadan yedi sülalesine meydan okuyor.

-Yüz yüze pişpirik oynuyor!

SUBURRA dizisini izlediğiniz takdirde ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız. Seçim trafiği başlamadan izlemenizi tavsiye ederim. Malum bende yapımın reklamını üstlendim. Gazeteciliği bitirenler sağ olsun!

 

Kahramanmaraş şu aralar diken üstünde

Tanısam da tanımasam da illaki bir ortamda soruluyor “ne olacak ya Hayrettin Bey- Bence hepsi değişir. Aha da yazdım buraya...”

Şöyle özetlersek yıllarca sizin sıkıntılarınızı, derdinizi, tasanızı siz söylemeden anlayan, dinleyen ve çare olan insanlardan yana kullanın. Öyle dışarıdan gelme, şehri nereden nereye bağlandığını çözmeye çalışan insanlarla değil. Bu şehrin tozu toprağıyla yaşamış kişilere önem vermeniz ve onları uzaktan sevmeyi bırakmanız gerekiyor.

Uzaktan sevmeyle ne karın doyuyor ne de cep doluyor?

 

Şöyle ki,

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nu herkes çok severdi.

Oy vermeye gelince “barajı geçemiyor ağabeeey?” denilirdi.

Böyle kaç dönem?

Kaç insanlar?

Kaç vaatler geldi de geçti!

***

Siyasetçiler…

Bürokratlar…

İş dünyası…

Kısaca A’dan Z’ye hemen hemen herkes boy boy fotoğraflarını, sözlerini paylaşıyor.

Peki neye yarıyor?

Kocaman bir hiiç!

 

Bu ne demek?

“Ölmeden kıymetin bilinmiyormuş!” demektir.

Şimdi kıymete geçti, değeri anlaşıldı!

İlla ölelim mi?

***

Muhsin Yazıcıoğlu’nu son gören ve elini sıkanlardan biriyim.

Yıllarca rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun yanından yer almaktan onur duydum. En son Cerit mitingini hatırlıyorum da öyle serzenişlerde bulunmuştu ki dakikalarca alkışlandı. Yazıcıoğlu’nun partisi BBP Yüzde 28,9 oranında oy aldı.

Demem o ki Cerit’te son mitingini yapmıştı.

Keş dağında kaç gece, kaç gündüz aradığımızı bilirim. Hala o dönemden kalma soğuktan yara olan izi taşırım!

Ve Yazıcıoğlu vefat ettikten sonra yaşasaydı da “ülke şöyle olurdu böyle olurdu” konuşmalarına çoğu kez şahit oldum.

Sevgili kardeşlerim,

Sevgili ağabeylerim,

Muhsin Yazıcıoğlu yaşadığı zamanda siz neredeydiniz?

Öyle uzaktan sevmelerle olmuyormuş!

Sigmund Freud’un “Karşınızdaki kişiyi dinliyor musunuz yoksa konuşmak için sıra mı bekliyorsunuz” sözünü çok severim.

***

Gelelim deprem şehri KAHRAMANMARAŞ’IMA!

Fırat Görgel…

Kahramanmaraş’ta sevilen, sayılan isim.

Oy potansiyeli mevcut.

Hangi belediyeye takdim edilir, bilmiyorum…

Şehri için elinden geleni yapacağına eminim.

Şehir zaten depremle büyük bir kayıp yaşadı.

Başka kayıplar vermesin…

 

Artık

  • Mevcut düzenin bozulması…
  • Kahramanmaraş’a aşık; tozunu, toprağını yutmuş…
  • Kadro dışı değil…
  • Yedek hiç değil…
  • Al takke ver külah sistemini kurmayacak tarzda biri olması lazım?

Çok hayalperest yaşıyorum galiba…

 

***

Güzel Kahramanmaraş’ın güzel insanları soruyorum size?

Muhsin Yazıcıoğlu’nu çok severken oyu vermediniz!

Pişmansınız, değil mi?

Şimdi Maraş’ın bir beş yılını, şehri tanımayan birine verirseniz ne olur?

Deli deli sorular oluşsun artık kafanızda…

Hani Mahir Ünal’ı sevenler ve sevmeyenleri vardır ya!

O sevmeyenler,

Yiğidi kaybedince anlıyorsunuz değerini…

Ne yapıyordu Mahir Bey? Herhangi bir sorunda tek göz bakış atması dahi yetiyordu, sorunu söylemesine gerek bile yok!

 

***

Geçtiğimiz aylarda Maraş’a geldim.

“Maraş değil, Kahramanmaraş” diyenlere de çok kızıyorum! Neden mi? Her iş bitti de uzununa, kısasına mı takıldık!

O İki ayda birkaç bölge, mahalle tespit ettim. Her hafta o bölgelerdeki enkaza baktım durdum. İkinci ayın sonunda o enkazdan bir taş dahi alınmamıştı. Şimdi kim çalışıyor, kim çalışmıyor. Biri izahını bana yapsın. O bölgeyi asla söylemem. Aralık sonu gibi Kahramanmaraş’a geldiğimde tekrar o mahalleye gidip enkaza bakacağım.

O enkaz kalkmadıysa çok şey yazarım.

Şehir çok kıymetli benim için, ama şehrin içinde kıymet bilmeyenler yaşıyor.

Mesela,

Mahir Bey’i küstü mü diye soranınız oldu mu?

Uğur Dilipak nerede, hiç sordunuz mu?

Sefer Aycan kıymetli bir isim. Ne yapıyor, biliyor musunuz?

Mustafa Poyraz kalbinde kötülük yok diye biliyorum. Varsa da bilemem ama çok çalıştı, başkan edasıyla yürümüyordu. Hiçbir basını da ötelemedi, herkese candan davrandı.

Fatih Mehmet Erkoç, belediye başkanlığından sonra kaç kişi "nasılsınız?" başkanım diyerek kapısını çaldı. Bu isimler, bu değerler unutmaması lazım... Bir dönem başkanlık koltuğunu layıkıyla sürdürdü. Yolunuz açık olsun sevgili başkan...

Osman Okumuş, beyoğlu belediyesinden itibaren canla başla çalıştı ve çabaladı. Türkoğlunu ayağa kaldırdı, ama deprem felaketi büyük yara verdi. Biliyoruz ki Osman başkanda hak ettiğini alacak. Çok hak ediyor. 

Mevcut başkan, mesela beni emniyet mensubu sanıyor(!) Saçlar, sakallar uzun olunca…

Başka bir basını ne sanıyor, bilmiyorum(!)

 

Neyse

Demem o ki, benim de küsmem an meselesi…

En azından Fırat Görgel’e sahip çıkın!

Uzun yıllar partisi için mücadele üstüne mücadele vererek canı gönülden çalışan bir siyasetçi, kimse hakkını yememeli… Gelin görün ki şu dönemde de hak yemekten başka bir şey bilmiyoruz orası ayrı muamma!

 

Rahmetli Demirel'in sözü: siyasette 24 saat çok uzun bir süredir. Yarın önemli... danışman bile görevden alınabilir.

 

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nu seçim döneminde ebediyete uğurladık, değerini sonra anladık!

Fırat başkanında yanında olalım, küstürmeyelim.

 

Keskin bir notla yazıya son verelim.

Eeeyyy aday adayları;

  • Bu zamana kadar neredeydiniz ziyaretlerinizde…
  • Olmayan safsata projelerinizle…
  • Halkın, adınızı dahi duymadığı sırf bir koltuk kapabilme çabasıyla gösterişli yandaşlarınızla…
  • Sırf bir ihale alamaz mıyım, makama yükselemez miyim düşüncesiyle…

Sizin faydanız ne ülkeye ne memlekete ne de halka? Tamamen kendi cebinize çalışmaktan başka bir düşünceniz yoksa ben de bu mesleği vallahi bırakırım!

“Bu sözümü iki aday adayı dışında kullanıyorum, noktaaa.”

 

Her zaman bir tavsiyemiz oluyor, bu seferde size konuyla tamamen ilişkili bir dizi öneriyorum.

-SUBURRA: ROMA YAPIMI VE KONUSU SİYASET VE MAFYA ODAKLI BİR YÖNETİM.

İyi seyirler…

 

 

Yazımızı sonunda bu konuya ilişkin bir hikâye paylaşayım, iyi okumalar.

 

30 yıldır çocuğu gibi baktığı ağacı kesilen adamın Belediye'den aldığı Efsane İntikam!

ABD'nin Kaliforniya eyaletinde yaşayan yaşlı bir adamın 30 senedir baktığı ve büyüttüğü ağaç, belediye tarafından sırf ağacın köklerinin kaldırıma çıkması gerekçesiyle kesilince, yaşlı adam belediye başkanına bir mektup yazar ve işte o mektup;

 

"Merhaba sayın Belediye Başkanı. Bugün size bu mektup ile ölümü, yeniden doğmayı ve intikam üzerine bir hikâye anlatacağım.

Üç yıl önce bugün, sizin başkanlık yaptığınız şehrin belediyesi, evimin önünde büyüyen ve tam 30 yaşında olan ağacımı kesme kararı aldı.

 

Bunun tek nedeni ise ağacın köklerinin kaldırımın üzerine taşmaya başlamasıydı. Aslında gerçek bir sorun bile değil..

 

Bu yetmezmiş gibi üstelik ağacın bakımını düzenli olarak bizzat benim yaptığım ve evimin önünde olmasından dolayı, ağacın kesim masraflarını bile 'Yasa Gereği' bana ödettiniz. O ağaca gerçekten çocuğum gibi baktım.

 

Gerektiğinde gübreledim, zararlı böceklerden korumak için ilaçlar verdim, bir fide iken dik durabilmesi için destekledim. Zaman içinde büyüdü ve çok güçlü bir ağaç oldu.

 

Çocuğu kendi ayakları üzerinde durmaya başlayan bir baba gibi gurur duyuyordum.

 

Ben bu dünyadan gittikten sonra bile, arkamda benden hatıra kalan canlı ve yaşayan bir anı bırakmanın verdiği mutluluk ile hayatımın son zamanlarını yaşıyordum.

 

Fakat sizler belli belirsiz bir bahane ile, çocuğum gibi baktığım ağacı öldürdünüz

 

Bununla kalmayıp, celladının masraflarını dahi bana ödettiniz.

 

Ve başkan, işte bugün intikam vakti! Siz benim ağacımı kestikten 5 ay sonra, yani günümüzden 2 yıl 7 ay önce,

 

Şehrin yetkisi altındaki farklı yerlerine kırk beş adet Redwood Kaliforniya Çamı ve 82 tane dev Sekoya ektim.

 

Bu ağaçları bilmiyor olabilirsiniz, fakat bu ağaçların özelliği devasa boyutlara ulaşmaları ve boy atmaya başlamadan önce toprağa sıkı sıkına kök salmaları. Yani siz bu mektubu okuduğunuz bugünlerde, dışarıdan küçük gözüken o ağaçlar yerin altına doğru on metre uzunluğunda kök saldılar bile. Önümüzdeki aylarda ise mevsimleri geldiği için akıl almaz bir hızla uzamaya başlayacaklar ve uzunlukları 70 metreye kadar ulaşacak. Siz o gün önemsiz görebileceğiniz bir sorunu,

 

Kendinize vazife edinip ağacımı yok etmiştiniz.

Bugün ise belediye denetimi altında olan yerlerde yüze yakın devasa ağaçlar büyümekte ve bu ağaçları benim ağacım gibi kolayca sökemeyeceksiniz. Bunu yapmaya başlasanız dahi her birini kökünden sökmek size bir servete mâl olacaktır.

 

İyi günler Sayın Belediye Başkanı.

Sadece kökü kaldırıma taştı bahanesi ile kestiğiniz o ağacın, bugün size yüz ağaç olarak geri döndüğünün haberini vermek için bu mektubu iletiyorum ve hayatımın son günlerinde size ağaçlarla dolu bir şehir bırakıyorum. İşte bu da benim intikamım.

 

Makale Yorumları

  • ozan cirit

    ozan cirit

    09.12.2023 23:15

    Kahramanmaraş ve aday adaylarının şu halini rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu görseydi ne derdi acaba!

  • GÖRKEM EFE

    GÖRKEM EFE

    09.12.2023 23:17

    Ak parti kalesini kimseye teslim etmez ama hayrettinden kurtulması lazım, memlekete o kadar çok zarar verdiki haddi hesabı yok. Kimseye faydası yok kendinden başka... Cumhurbaşkanımızın Kahramanmaraşa yerel bir başkan vermesi lazım, yoksa işimiz çok zor

  • Ertuğrul kara

    Ertuğrul kara

    09.12.2023 23:18

    Görünüşe göre kahramanmaraşı paylaşamayan çok ne de olsa deprem atlattı. Hadi paylaşın paylaşmasınada birazda yatırım yapın allah aşkına, bu nedir seçim zamanı herkes piyasaya çıkıyor ama seçimden sonra bul bulabilirsen

Yorum Yazın

CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.