İş Dünyasının Yeni Trendi: Kurumsal Bağışıklık

İş dünyasında rekabetin artması, şirketleri daha çevik ve yenilikçi olmaya zorlarken, siber saldırılar, doğal afetler ve ekonomik krizler gibi riskler iş sürekliliğini tehdit ediyor.
Günümüz iş dünyasında şirketler, ekonomik dalgalanmalar, teknolojik gelişmeler ve küresel olayların getirdiği yoğun rekabet ve sürekli adaptasyon ihtiyacıyla karşı karşıya. Bu dinamik ortamda, şirketlerin hayatta kalabilmesi ve sürdürülebilir başarıyı yakalayabilmesi için yeni bir kavram ön plana çıkıyor: Kurumsal Bağışıklık. Bu, sadece bir trend olmaktan öte, şirketlerin geleceği için en güçlü kalkan olarak konumlanıyor.
Modern kariyerlerin getirdiği yoğunluk ve iş yerinde artan stres gibi olgular, işverenlerin çalışanlarına yönelik yaklaşımlarını yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini ortaya koydu. İşverenler çalışan sağlığına önemli yatırımlar yapmış olsa da yapılan araştırmalar bu alanda daha fazlasının yapılması gerektiğini gözler önüne seriyor.
Kurumsal Bağışıklık Nedir?
Elkin Consultancy Kurucusu Elif Elkin, "Kurumsal Bağışıklık" kavramını şöyle tanımlıyor: "Kurumsal bağışıklık, bir şirketin dış tehditlere karşı direnç gösterme ve iç sorunlara hızlı bir şekilde cevap verme yeteneğidir. Bu, şirket kültüründen, çalışanların bağlılığına, risk yönetiminden inovasyona kadar birçok faktörü kapsar. Güçlü bir kurumsal bağışıklık sistemine sahip şirketler, krizlere daha hızlı adapte olur, değişime daha açık olur ve uzun vadede daha başarılı olurlar."
Kurumsal Bağışıklığın Önemi Neden Artıyor?
Dijitalleşme, küreselleşme ve sürdürülebilirlik gibi mega trendlerin, şirketlerin sürekli olarak dönüşüm geçirmesini gerektirdiğini belirten Elif Elkin, “Bu ortamda, çalışan bağlılığı hiç olmadığı kadar büyük önem kazanıyor.
Gallup'un "Küresel İşyerinin Durumu: 2024 Raporu"na göre, dünya genelinde çalışan bağlılık oranı sadece # seviyesinde. Bu oran, dünya genelindeki çalışanların yalnızca yaklaşık dörtte birinin işlerine tutkuyla bağlı ve heyecanlı olduğunu göstermektedir. ABD ve Kanada'da bağlılık 3 iken, Avrupa'da bu oran ile oldukça düşük.
Dahası, düşük bağlılık gösteren ekiplerde işten ayrılma oranları ila C daha yüksek seyrediyor ve ayrılan bir çalışanı değiştirme maliyeti, çalışanın yıllık maaşının yarısı ile iki katı arasında değişebiliyor.
Düşük çalışan bağlılığının küresel ekonomiye maliyeti yıllık yaklaşık 8,9 trilyon dolar olarak tahmin edilmektedir. Bu, küresel GSYİH'nın %9'una denk gelmektedir ve şirketler için büyük bir verimlilik kaybı anlamına gelmektedir.”
Kurumsal Bağışıklığı Güçlendirmenin Yolları Neler?
Elif Elkin, kurumsal bağışıklığı güçlendirmenin yollarını anlatarak sözlerini şöyle noktaladı: “Kurumsal bağışıklığı artırmaya yönelik çalışmalar sadece inovasyon, risk yönetim sistemleri, dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik gibi başlıklarla sınırlı kalmıyor. Tüm bu stratejilerin temelinde, çalışanın yaşam deneyimi ve sağlığı yer alıyor. Araştırmalar, yüksek bağlılığa sahip ekiplerin, düşük bağlılığa sahip ekiplere göre ortalama ila daha üretken olduğunu gösteriyor bu nedenle, kurumlar her geçen gün çalışan sağlığına yönelik yaptıkları yatırımlarını artırıyor.
Elkin Consultancy olarak, şirketlerin bu yeni dönemde kurumsal bağışıklıklarını güçlendirmeleri için stratejik danışmanlık hizmetleri sunuyoruz. Çalışanların bütünsel esenliğini merkeze alan yaklaşımlarımızla, şirketlerin sadece krizlere dayanıklı değil, aynı zamanda geleceğe hazır, dinamik ve başarılı yapılar inşa etmelerine destek oluyoruz.”






ekonomimtv ekonomi haberler piyasa haberler gündem İş Dünyasının Yeni Trendi Kurumsal Bağışıklık KURUMSAL BAĞIŞIKLIK Elkin Consultancy Kurucusu Elif Elkin
Haber Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.