Ukrayna - Rusya savaşında son durum...

Rusya-Ukrayna arasında yaşanan çatışmalar geniş çaplı bir savaş korkusunu büyütürken dün akşam saatlerinde Ukrayna Devlet Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada Çernobil Nükleer Enerji Santrali’nin kontrolünün Rusya’ya geçtiğini duyuruldu. Rusya Savunma Bakanlığı…

Star Güney

Rusya'nın Ukrayna topraklarına girerek başlattığı işgal operasyonu dünya gündeminin bir numaralı maddesi olmaya devam ediyor. İki ülkeden devam eden çatışmalarla ilgili anbean açıklamalar yapılırken dün akşam saatlerinde Rusya'nın Çernobil Nükleer Enerji Santrali’nin kontrolünü aldığı teyitlendi.

 

Ukrayna tarafı haberi doğrularken Rusya Savunma Bakanlığı da açıklama yaparak Çernobil'in kontrolünün kendilerinde olduğunu duyurdu. Henüz doğrulanmamış Son Dakika bilgilerine göre Rus paraşütçü birlikleri bölgeye çıkarma yapıyor.

 

FARKLI AÇIKLAMALAR GELİYOR

 

Öte yandan iki ayrı cepheden kafa karıştıran açıklamalar gelmeye devam ediyor. Ukraynalı yetkililer tarafından yapılan açıklamada Rusya'nın kontrolü ele geçirdiği Çernobil bölgesinde Radyasyon seviyelerinde artış olduğunu belirtildi. Rusya Savunma Bakanlığı yetkilileri ise Rus güçlerinin dün Ukrayna’daki Çernobil Nükleer Güç Santrali’nin yer aldığı alanı kontrolü altına aldığını, radyasyon seviyesinin ise normal seviyede olduğunu açıkladı.

JEN PSAKI: KORKUTUCU VE ENDİŞE VERİCİ

 

Rusya'nın Çernobil nükleer santralinin nükleer atık depolama tesisi personelini rehin tuttuğuna ilişkin "güvenilir" raporların ardından ABD Rusya'yı kınadığını kaydetti. Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, "Rus askerlerinin şu anda Çernobil santralinin personelini rehin tuttuğuna dair güvendirici raporlar bizi öfkelendiriyor. Nükleer atık tesislerini bakımını sağlamak ve korumak için gereken rutin kamu hizmeti çabalarını sona erdirebilecek bu yasadışı ve tehlikeli rehin alma, açıkçası inanılmaz derecede korkutucu ve büyük ölçüde endişe vericidir. Bunu kınıyor ve serbest bırakılmalarını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Çernobil faciası, Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı operasyonla beraber yeniden akıllara geldi. 26 Nisan 1986 tarihinde eski Sovyetler Birliği'nde meydana gelen ve dünya tarihinde görülen en büyük nükleer facia olan Çernobil Faciası 600 bin kişinin yüksek dozda radyasyona maruz kalmasına neden olmuştu.

 

KONUMU OLDUKÇA STRATEJİK

 

Çernobil, Belarus sınırına yakın, Ukrayna'nın kuzeyinde Kiev Oblast'ına bağlı Çernobil Hariç Tutma Bölgesi'nde bulunuyor. Bu da Çernobil'i sadece nükleer tehlikeden dolayı değil aynı zamanda konum olarak da oldukça stratejik kılıyor. Hatta şubat ayının başında Rusya'nın olası bir saldırıda Çernobil üzerinden başkent Kiev'e ilerlemeyi deneyeceği yüksek sesle dile getiren ve hayalet kente dönen bölgedeki askeri varlığını artıran Ukrayna, Çernobil'e 8 bin asker daha konuşlandırdı.

 

Çernobil'in yaşandığı bölge yıllardır 'sahipsiz toprak' muamelesi görüyor ve sivillerin yaşamadığı bir alan olarak tanınıyor. Ancak bu durum Çernobil'deki nükleer tehlikenin bitmiş olduğu anlamına gelmiyor. Zelenski dünyaya seslendiği konuşmasında "Askerlerimiz 1986'daki felaket tekrarlanmasın diye canlarını feda ediyor" diyerek bölgenin kritik durumunun altını çizdi.

 

 

TÜM AVRUPA'YI VURABİLİR

 

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise Rus saldırısı yeni bir ekolojik felakete yol açabilir diyerek "Çernobil felaketi 2022'de yeniden yaşanabilir." ifadesini kullandı.

 

Ukrayna İçişleri Bakanlığı yetkilisi Anton Gerashchenko ise sosyal medyadan yaptığı paylaşımda Belarus'tan gelen Rus güçlerinin 'tehlikeli radyoaktif atıkların' saklandığı depo tesislerini koruyan Ukrayna askerlerini etkisiz hale getirdiğini söyledi. Gerashchenko'un paylaşımında bu tesislere isabet edebilecek herhangi bir askeri mühimmatın radyoaktif nükleer tozları Ukrayna, Belarus ve Avrupa Birliği ülkelerinin üzerine taşıyacağı ve bunun da görülmemiş bir felakete yol açacağı uyarısı da yer aldı.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Direktörü Rafael Mariano Grossi durumu büyük bir endişeyle takip ettiklerini ifade ederken nükleer tesisi tehlikeye atabilecek her türlü adımdan mutlak surette kaçınılması gerektiğini söyledi.