'Babacan, FETÖ'cü savcı Zafer Kılıç'ın talimatına harfiyen uydu'

Askeri Casusluk mağduru Coşkun Başbuğ: 'Babacan, FETÖ'cü savcı Zafer Kılıç'ın talimatına harfiyen uydu'

Star Güney

Yunanistan’a kaçmak üzereyken yakalanan FETÖ’cü eski savcı Zafer Kılıç’ın oluşturduğu dosya ile sözde ‘Askeri Casusluk’ davasında yargılanan emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, Ali Babacan’ın Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olduğu dönemde, Zafer Kılıç’ın talimatına harfiyen uyduğunu ve binlerce masum insanı tasfiye ettiğini söyledi.

İzmir'deki ‘Askeri Casusluk' kumpasının en büyük mağdurlarından olan emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, Yunanistan'a kaçmak üzereyken yakalanan ve FETÖ'den ihraç edilen eski savcı Zafer Kılıç'ın hiçbir delil olmadığı halde 5 bine yakın insanı dahil ettiği bir dava sürecinin yaşandığını söyledi. FETÖ'cü Zafer Kılıç'ın ‘kamikaze' mantığıyla dosyayı imzaldığını ve sözde ‘Askeri Casusluk' dava sürecinin başladığını ifade eden Başbuğ, “Zafer Kılıç, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) içini boşaltan, devletin tüm kurumlarına kasıtlı, örgüt talimatıyla tasfiye harekatı uygulayan bir teröristtir. Bu kişi, bu kumpas ve düzmece dava üzerinden devletin tüm kurumlarında, örgütün kendisine hedef saydığı tüm kişileri tamamını tasfiye edecek şekilde bu davaya dahil etti ve bakanlıklara yazı yazarak sürece ev sahipliği yaptı. TSK ile ilgili çok aşağılayıcı ithamlarda bulundu. Şerefli Türk subaylarının Yunanistan ve PKK'ya bilgi ve belge sattığını itham etti ama kendisi Yunanistan'a kaçarken yakalandı. FETÖ'nün kendisinde bu mantık var. Kendileri yaptıkları her pisliği başkalarının üzerine atıyorlar” dedi.

 

Zafer Kılıç'a çok dikkat edilmediğini de ifade eden Başbuş, “Bu adama pek dikkat edilmez o yüzden Zekeriya Öz'den daha tehlikeli diyorum bu kişi için. Bu dava amacına ulaşsaydı geçmiş olsun herkese. Ben eski bir istihbarat görevlisiyim. TSK'da benim üzerimden istihbarat teşkilatındaki arkadaşların isimlerini de ifşa ederek bu dosyaya dahil etti. Bu isimler üzerinden Milli İstihbarat Teşkilatına (MİT) operasyon yapmak ve Hakan Fidan'ı gözaltına almak, oradan da Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı gözaltına alarak ‘Örgüt tespit edildi ve bir numaraya ulaşıldı. Devletin yıkılması için kurulan bu örgüt çökertilmiştir' diyeceklerdi. Bu kumpas MİT krizi ile bozuldu. Bu bahsettiğim alçak Zafer Kılıç şuan örgüt mensubu olmaktan yargılanıyor” diye konuştu.

 

“Babacan, Zafer Kılıç'tan gelen yazıya harfiyen uydu”

 

Emekli İstihbarat Albay Başbuğ, Zafer Kılıç'ın yürüttüğü düzmece dosya ile FETÖ'nün devleti ele geçirmek istediğini ifade ederek, “Devletin resmi kurumlarına yazı yazarak Amerika'dan gelen yazıda ismi olanların kurumlardan tasfiye edilmesi için yazı yazdı. Bazı kurumlar örgütten aldıkları talimatla buna harfiyen uydu. Hazine ve Maliye bunun başını çeken kurumlardan biri. MİT burada en iyi direnen kurum oldu. Maalesef her kurumda aynı hassasiyeti göremedik. Bazı kurumlardan sorumlu en yetkili kişiler de bu işin içindeydi. Zafer Kılıç, 3 binden fazla insanı mağdur etti. En ciddi rakam da dönemin Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'a bağlı kurumlardır. Babacan, savcının yazdığı bu yazıya kendine bağlı kurumlardan işlem yapılmasını talep eden kişidir. Bu yazıya harfiyen uyuldu” dedi.

 

“Amerika'dan gelen listeye işlem yapılması için alt kadrolara baskı uyguladı”

 

Ali Babacan'ın kendine bağlı çok sayıda danışmanının FETÖ üyeliği nedeniyle işlem gördüğünü söyleyen Başbuğ, “Ben bu yaşanan süreci yadırgamıyorum. Ali Babacan, talimatla savcıdan gelen bu yazıya işlem yapılmasını sağlan çok etkili bir kişiydi. Amerika'dan gelen listeye işlem yapılması için alt kadrolara baskı uyguladı. Hazine'nin o dönemki müsteşarı da partinin kurucuları arasında ve hakkında pek çok FETÖ iddiası var. Ali Babacan'ın, o dönemki örgütün hakimiyeti nedeniyle pek konuşulmasa da bu sürece dahil olduğunu söylüyorum. Ben bunu bizzat kendim de yaşadım” ifadelerini kullandı.

 

“Bu yeni kurulan partiler tesadüf değil”

 

Örgütte Babacan'ın dışında pek çok siyasi ismin yerinin olduğunu iddia eden Başbuğ, “Gelecekte bu kanatla ilgili herhangi bir işlem yapılmazsa ileride bunların bu şekilde kalmayacağını ve siyasi parti kurarak siyasi süreçle örgüt lehine çevirmeye çalışacaklarını söylemiştim. Şuan kurulan ve ‘5 benzemez' denilen yapıyla birlikte olan bu parti oluşumları talimatla kurulmuştur. Ali Babacan da bunların içinde. Bu yeni kurulan partiler tesadüf değil. Ali Babacan ve Abdullah Gül gibi kişiler bazı odaklar tarafından adeta pamuğun içinde saklanarak bu günlere getirildi” dedi.

 

“Ali Babacan'ın bu sözleri beni şaşırtmadı”

 

Ali Babacan'ın partisinin tanıtımında ifade ettiği korkunun kendi döneminde alt kadrolarına yoğun olarak yaşattığı korku olduğunu da söyleyen Başbuğ, “Hala Babacan'ın örgüt talimatıyla yaptığı uygulama yüzünden haklarını arayan ve örgütün verdiği talimatla tasfiye edilen kişiler var. Asıl korku o zaman bu insanların yaşadığı korkudur. Örgütün en büyük huyu kendi yaptığı işi suçsuz insanların üzerine atmaktır. Ali Babacan'ın bu sözleri beni şaşırtmadı. En iyi bildiği konu bu korku konusudur. Altyapı oluşturarak tabanda bir infial varmış veya böyle bir uygulama varmış gibi görüntü vermeye çalışıyor ama bu tutmaz” diye konuştu.

 

Ali Gözeten - Sinan Yeniçeri