25 Nisan 2024, Perşembe
F.ALPER GÜLTEPE

F.ALPER GÜLTEPE

Virüs sonrası bizi bekleyenler?

19 Nisan 2020, Pazar 14:43

Takip Edin

CHARLES BABBAGE bilgisayarı icat ettiği günden bu yana insanlar adeta dijital yerliler olarak kayıtlara geçti. Yani teknolojiyi yakından takip ediyor ama bir o kadar da uzak… Diğer taraftan virüs insanlığı tek tek yok etmeyi hesaplarken, hala dijital yerliler olarak bunun farkına varamamak insanlığın bedenen değil vicdanen öldüğünü ortaya koyuyor.

 

Dünyayı etkisine aldı korona virüsü peki ne demek istiyor?

 

Şunu:

Din ile Dünyayı...

İnsan ile Vebali...

Zina ile Hayatı...

Haram ile Hukuku...

Para ile hayatı birbirine karıştırmayın diyor.

 

**

 

Dünya bu virüsten kurtulduktan sonra nasıl bir şekil alacak?

Dünya değişecek ama insanlar değişecek mi? Elbette değişim gösterecek milyonlarca insan mevcut, fakat zihniyet değişebilir mi bunu yaşayıp göreceğiz. Biyolojik bir savaşın başladığı dünyada, insan eliyle insanların yok edilmesi bu savaşın galibinin yine maneviyatsız insanlar olduğunu gösteriyor. İngiliz Matematikçi CHARLES BABBAGE bilgisayarı icat eden kişi olarak nasıl tarihe geçtiyse, bilim adamlarının ise virüsü icat etmesi gelecek yıllarda tarihe geçecek.

*

Maske ile ilgili doğru noktaya değinen birisi çıksın artık..

Virüsten korunmak için biri çıkıyor maske takın diyor, ama bir başkası maskenin bir etkisi yok takmadan da çıkabilirsiniz, diyor.

İyi güzel konuşuyorsunuz da halk hangisine inanacak?

Maskenin koruduğuna mı, korumadığına mı?

 

*

İğreti olmaya başladım:

Maske stoku yapanlardan..

Gıda stoku yapanlardan…

Bedava dağıtılması gerekirken hala dağıtımını yapamayanlardan…

Devletin imkânını kendine döndürenlerden…

Kendini akıllı ve zeki sanan sabıklardan.

 

*

 

Dünyanın değişmesi lazım?

Ama sadece teknoloji açısından değişim göstereceği kanaatindeyim.

Değişmeyenler sadece;

 

MERHAMETSİZ İnsanlar hala bir köşede duruyor.

TECAVÜZCÜ Sapıklar hazır kıta salgının bitmesini bekliyor.

DİNCİ GEÇİNENLER Cuma namazında boy gösteremiyor ve cuma cuma diye çırpınıyor.

İHALECİLER ÖD korkusundan ihaleleri telefonla halletmeye çalışıyor.

FIRSATÇILARA laf yok, onlar her daim devam ediyor.

SUÇLULAR suçu işliyor: hırsızlık, cinayet, ihalede yolsuzluk bir yasa ile dışarıda...

Dünyanın insanlara zindan olduğu bir yerde cezaevine gerek yok o zaman(!)

 

*

 

Başkanlar bakkallara olan vatandaşın borçlarını bir kalemde siliyor.

Ankara; Mansur Yavaş..

İstanbul; Ekrem İmamoğlu bazı semtlerdeki bakkallara borcu olan mahalle sakinlerinin borç defterini, kendilerinin belirlediği bir işadamıyla borçlarının sıfırlaması güzel bir davranış.

Türkiye genelindeki bütün belediyeler bu uygulamayı gerçekleştirse inanın zor durumda kimse kalmaz.

 

*

 

Belediyeler demişken iki başkana dikkat çekelim.

BİRİNCİSİ Hanefi Mahçiçek, halka yardımlarıyla ayrı bir konu fakat eşiyle arası uzak olan Melek hanıma yapılan doğum günü sürprizi ile gönülleri fethediyor.

İKİNCİSİ Mehmet Fatih Güven, Afşin’de kendi imkânlarıyla maske üreterek halka dağıtmaya başladı. Her zaman takdir ettiğim başkan, hem misafirperverliği hem de yetenekleriyle Afşin’i turizm ilçesi yapsın da bakın siz...

Lavantalar Afşin’den çıkma,

Afşin’de doğma…

Afşin’le büyümektedir.

 

*

 

Psikolojik olarak herkes hasta!

Bırakın bedenimizi; beynimizi, ruhumuzu ele geçirmek üzere olan bu salgın çoğu insana travma geçirtiyor. Yani salgına yakalanmadan salgına yakalandık! Tuhaftır ama bu illetten kurtulduğumuz zaman vicdanımızı sorgulayalım.

 

*

 

Ramazan ayında hocalara sıkça sorulmasını beklediğimiz altın sorular geliyor?

Hocam, oruç virüsü öldür mü?

Hocam, iftarda yan yana oturmak tehlikeli mi?

Hocam, maskemi yıka tak yıka tak virüsü kaçırır mı?

Hocam, dezenfekte kullanmak orucu bozar mı?

Hocam, sahurda virüsün zehri nedir?

Hocam, eldivenle abdest alabilir miyim?

Hocam, virüs bulaşırsa oruç bozulur mu? Ee hocalarımızın programları artık virüs üzerine enjekte edilmiştir.

*

 

Virüs bittiğinde aceleyle yapacaklarım

BİR: En yakın cafe’de saatlerce oturup kahve, çay içmek.

İKİ: Caddede yürürken ona buna omuz atmak.

ÜÇ: Sabaha kadar yürümek.

DÖRT: Öksüre haksıra gezmek.

BEŞ: Maskeyi alıp halay başı olmak.

ALTI: Tanıdığım tanımadığım kim var sarılıp öpmek.

 

Maske takınca hissettiklerim:

Kendimi banka soyguncusu gibi hissetmek...

Teksas’ta yaşıyor gibi hissetmek...

İnsanları maskeyle görünce gülmemek…

 

*

 

Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat Sezal’ı gönülden tebrik ederken, içten ve gönülden yaptığına inanıyorum.

 

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.